Home » Featured » Yorum: Aşkim İstanbul

Yorum: Aşkim İstanbul

Nostaljik-Tramvay-iettNe kozmopolittir benim şehrim! Ne de karmaşık! Akılları en az trafiği kadar alt üst olmuş insanlarla dolu, taşı toprağı talan edilmiş altın olmaktan çıkmış beton yığını İstanbul’um!

Kalabalık yorgunu, ayakta durmaya çalışan yaşlı şehir, rengarenk semtlerle dolu. Politik görüşlerle ayrılan mahalleler gibidir semtlerim. Muhafazakarların sarayı Fatih, entellektüellerin önceliği Beyoğlu, gayri müslümlerin Yeşilköy,… liste uzar da uzar.

Arkadaşını söyle senin kim olduğunu söyliyeyim” atasözü şekil değistirmiştir İstanbul’da “nerede oturduğunu söyle senin kim olduğunu söyliyeyim”e dönüşen anlayışa.

Hep iyi hissetmişimdir nedense Beyoglu’n Cihangir sokaklarında. Gençliğini tum enerjisi ve zenginligiyle yaşamış, şimdilerde torunların elinde kukla olduğunu haykıran göz bebeği semt gibi gelir bana, kafelerinden vaz geçemediğim Beyoğlu’m. Yaşlı ve saygın, hüzünlü sonun bekleyişinde gibidir. Özeldir; tarihi, konumu, yapıları, insanları, kültürümüze kattıklarıyla. Kozmopolit, gürültülü, cahilliğin ve entellektüelliğin merkezi, kavgaların, savaşların odak noktası, eğlencenin merkezi, aşkların ve nefretlerin, iyinin ve kötünün buluşma yeri, zenginliğin ve fakirliğin vitrini, aşağıdaki ve yukardakilerin yan yana durabildiği nadir semtlerden biridir derin çizgiler taşıyan, yaşlı delikanlı Beyoğlu.

Görkemli binaları arasında dolaşıyorum her firsatta. Şimdilerde nefes almanın imkansızlaştığı İstiklal caddesinde sarı kırmızı bayrakların hışırtısında yürümenin keyfini cikariyorum zaman zaman. Mağazalardan kaçarcasına fırlayan yüksek sesli notalar, seyyar satıcılar, dilenen insanlar, birbirine çarpan ziyaretçiler, kapkaçcılar, laf atanlar, podyumda olduğunu düşünen yürüme denemeleri yapan bol makyajlı genç kızlar, kıskanç bakışlarla abartılı adımlar atan geceden kalma transeksüeller, firma broşürleri ellerinde satış yapmaya çalışan genç insanlar, turistler, araplar, mini etekli- kara çarşaflı kızlar kadınlar, sevgili arayışında genç-yaşlı delikanlılar, döner ızgara, parfüm kokuları içinde taraftar bulmaya çalışan gönüllüler, çeşit cesit rengarenk Beyoglu tablolarıdır, izlemeye doyamadığım. Ya tramvay? Saygı ile yol verilen ayrıcalıklı bir kraliçedir nazlı nazlı yürüyen İstiklal Cadesinin sembolü, kartpostalların vazgeçilmezi.

Sokak müziği yapan konservatuar öğrencilerin muhteşem parçaları eşliğinde, gürültülü ve yorucu bir yürüyüşün sonunda varıyorum minik masaların etrafina sıralanmis sandalyelerden birine yığıldığım bir kafeteryaya.

Gözlemlemekten ve izlemekten yorgun düşmüş dışarda oturma lüksünü, sigara severlere kaptırmanın sıkıntısı ile kapalı mekanlarda geçirdiğim saatler …
Asagida oldugum zamanlar!

Şikayet etmeksizin izlemeye devam etmelerdeyim yine ben.
Kestane kebap satıcıları, simitçileri,
Çay bardakların tenor çıkışlı çın-çın-ları
Türk kahvesinin kokusuyla soluklandığım
Kışın defalarca başa alıp duracağım hafıza çipine sakladığım
İstanbul fotoğraflarım.

Tomaları, polisleri, zırhlı araçları unuttuğumu sanmayın. Ellerinde copları, bellerinde silahları olan polisleri unutmak, çiçeksiz bir bahçeyi tasvir etmek gibi değil midir? Güvenliğimizin, namusumuzun yegane koruyucuları veli nimetimiz polislerimiz. İyi ki her an gözümüzün önündesiniz! Bizler icin canını feda eden polislerimiz.

Aşağıda olmanın ayrıcalığıdır, ayrıntıları görebilmek.
Bir de yukarda yaşayanlar vardır Beyoğlu’da.

Tanrıya daha yakın olma hevesi midir bilmem, hep yüksekte yaşarlar aşağıdakilerden farklı olan yukardakiler. Yedikleri, içtikleri, konuştukları, izledikleri benzemez karınca gibi zavallı görünen aşağıdakilere. Esintilidir mekanları, hafif müzik eşliğinde yudumlanır içecekler, itiş kakış yoktur yerleri ayrılmış insanlarda. Alnı, sırtı terlemez bu insanların. İstanbul’u en iyi seyredenler yukardakilerdir. Beyaz örtülerle hazırlanmış mum ışığı aydınlığında, masalar… Polisin yardımına ihtiyacı olmayan ayrıcalıklı insanlar. İzleme zahmetinde bulunmayan, gözlemlemeye vakti olmayan, ayrıntılara ilgisiz insanlar.

İstanbul böyle bir şehirdir işte! Kozmopolit akranları gibi tüm tezatlardan güzellikler yaratabilen şehrim.

İstanbul’um!

Juliet İnan, New York

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.