Home » Featured » Onur Yaser Can’ı ve Annesini Ne Öldürdü?

Onur Yaser Can’ı ve Annesini Ne Öldürdü?

onur-yaser-can

Karakolda işkence sonrası intihar eden Onur Yaser’in babasından duruşmaya çağrı

Uyuşturucu bulundurduğu gerekçesiyle dört yıl önce İstanbul Narkotik Şube’de gözaltına alınarak çıplak aramaya maruz kalıp sözlü ve fiziksel polis şiddetine uğramasının ardından hayatına son veren Onur Yaser Can ve üç buçuk yıllık hukuk mücadelesinin ardından oğlu gibi intihar eden annesi Hatice Can için adalet çağrısı devam ediyor.

İşkence, ‘evrakta sahtecilik’le yargılanıyor

Onur Yaser’in arkadaşları ve çeşitli sivil toplum örgütlerinin girişimiyle kurulan Onur Yaser ve Hatice Can İçin Adalet Platformu, söz konusu polislerin ‘karakolda işkence’ suçlamasıyla şu an sadece ‘evrakta sahtecilik’ten yargılandığı dava süreçlerine dikkat çekmek için bir panel düzenledi.

Dava sürecini takip eden gazeteci Burcu Karakaş, İsmail Saymaz ve Uludağ Üniversitesi öğretim üyesi Yard. Doç. Dr. Öznur Sevdiren’in konuşmacı olarak katıldığı panelde, Onur Yaser ve annesi Hatice Can’ı intihara götüren hak ihlalleri konuşuldu.

panel2İşkenceye karşı olan herkese çağrı

Polislerin yarın yargılanacağı duruşma öncesi düzenlenen panelin amacı, hem oğlunu hem de eşini kaybeden Mevlüt Can’ın ifadesiyle, ‘işkenceye karşı olan insanlara’ bir çağrıydı. Can bu çağrıyı şu sözlerle yaptı:

“Bu mücadele tek başına götürülemez. Çünkü karşınızda bu suçu işleyen kolluk kuvvetlerinin yanında duran ‘devlet’ var. Herkesi yarın hakimin gözlerine bakmaya davet ediyorum. Hatice’yle biz yalnız başımıza mücadele etmeye çalıştık ama belki de işin manevi yönünü unuttuk. Bu panel Hatice ölmeden önce düzenlenseydi belki Hatice’yi kaybetmezdik.”

Türkiye’de hak mücadelelerinin dayanışmayla verildiğini söyleyen Onur Yaser’in kardeşi Ezgi Can da, “Polis şiddetine karşı verilen mücadelede ne kadar çok ortaklaşırsak o kadar ilerleriz” diye konuştu.

Ne Olmuştu?

Onur Yaser Can, 2 Haziran 2010’da Harbiye’de 8 gram esrar satın aldığı gerekçesiyle gözaltına alındı. Yakalanmasından itibaren, sayısız hak ihlali ve usulsüz uygulamaya maruz kaldı. Yasalarda zorunlu olmasına rağmen Giriş Doktor Raporu alınmadı, ifadesi avukat bulunmadan alındı.

İntihar ettikten sonra cebinden çıkan ve karakolda yaşadıklarını listelediği kağıda göre, Narkotik Büro’daki sorgulamasında hakarete uğradı, tokatlandı, çırılçıplak soyularak cinsel tacize maruz kaldı, kendisine ağlayan bir insan sesi dinletildi. Verdiği ifade polislerce değiştirilerek zorla imzalatıldı, muhbirlik yapması istendi.

Onur Yaser Can, Narkotik Büro’ya yeniden çağrıldığını öğrenmesinin ardından 28 yaşındayken evinin penceresinden atlayarak hayatına son verdi. Aile, Onur’u alıkoyan ve ifadesine giren polisler hakkında ‘işkence, görevi kötüye kullanma ve cinsel saldırı’dan suç duyurusunda bulunsa da, Ergenekon ve 17 Aralık davalarının savcısı olarak bilinen Muammer Akkaş takipsizlik kararı vererek davayı kabul etmedi.

Polisler hakkında önce sadece Onur Yaser’in ifadesini değiştirdikleri gerekçesiyle ‘evrakta sahtecilik’ten ikişer yıl altışar aylık hapis cezası verildi ama Yargıtay bu kararı da bozdu. Dava yeniden polislerin aynı suçtan yargılanmasıyla devam ediyor. Bir sonraki duruşma yarın saat 11:30’da Çağlayan Adliyesi 6’ıncı Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülecek.

Nur Banu Kocaaslan

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.