Yorum: Celladımız İlan-ı Aşk Etmiş, Ne Cevap Verelim?

Önce küçük bir not: Birazdan okuyacağınız cümlelerin muhatabı AK Parti seçmeni değil, AK Parti’nin yönetim kadrosudur. Yani partinin yöneticileri, yazarları, gazetecileri, kanaat önderleri hatta din adamları.

“Hâlâ anlamıyorum, nasıl oluyor da bu partiye oy veriyorlar” diyerek seçmene kızan, hakaret eden, onu ötekileştirenlerden değilim. Çünkü kültürel altyapımızı, toplum olarak aldığımız eğitimi, ideolojik taraftarlığımızı, mevcut siyasi partilerin durumunu göz önüne aldığımızda insanların parti tercihini değiştirmekte niçin zorlandıklarını iyi anlıyorum.

AK Parti seçmeniyle tartışabilirim. Ama asla ötekileştirme, saygısızlık etme gibi antidemokratik davranış içinde değilim. Hatta önemli bir kısmıyla benzer duyguları paylaştığımızı düşünüyorum.

Siz bu milletle alay mı ediyorsunuz?

Gelelim esas konuya.

AK Parti Kurban Bayramı’nda ‘78 milyon omuz omuza’, ‘78 milyon kardeşiz’ temalı kampanya yaptı. İşte o kampanya filmindeki mesajların bende yarattığı duyguyu sizinle paylaşmak istiyorum.

AK Parti yöneticileri…

Her gün toplumun bir kesimine hakaret edip onları düşman ilan ediyorsunuz.

Bu ülkenin farklı kesimlerden insanlarına bir gün “Affedersin Ermeni” diyorsunuz, bir başka gün “Filan da Alevi.” Bir gün “Üst akılın piyonları” diyorsunuz, bir başka gün “Şer odağının taraftarları.” Bu ülkenin, özgürlüğünü, onurunu dert edinen milyonlarca gence “Bunlar faiz lobisinin taşeronları”, “Çapulcu”, “Terörist” diyerek milyonları hem kendinize hem de ülkeye düşman ilan ettiniz.

Yetmedi. “HDP’ye oy verenler teröristtir” diyerek 6 milyon 50 bin insanı akıl almaz bir şekilde çocuklarımızı öldüren katiller ilan ettiniz.

Bu da yetmedi. Çıkıp, miting meydanlarında ülkeyi “Gayri milli-milli”, yani ülkesini sevenler, ülkesine düşmanlık edenler diye ortadan ikiye ayırdınız.

Bu da yetmedi, yemlediğiniz yandaş, pespaye medyanızdan her gün toplumun neredeyse yarıdan fazlasını “Ülke düşmanı”, “Şer ittifakı”, “Terörist” ilan ediyorsunuz.

Neredeyse AK Parti’ye oy vermeyen herkes sizin gözünüzde düşman ya da terörist.

Bir taraftan bunları söyleyip diğer taraftan da 78 milyonun kardeşliğinden bahsediyorsunuz!

Peki bu nasıl bir ahlakın ürünü? Bu nasıl bir akıl fukaralığı? Bu nasıl bir pespayeliktir?

Önce ‘düşman’ deyip sonra ‘kardeş’, önce ‘terörist’ deyip sonra ‘yol arkadaşı’ ilan etmek…

Siz bu milletle alay mı ediyorsunuz? Siz bu milleti akılsız mı sanıyorsunuz? Bu koskoca çelişkiyi görmez mi zannediyorsunuz?

Sanırım iktidar olma hırsıyla aklınızı bütünüyle kaybettiniz. Ne dediğinizin, ne yaptığınızın farkında değilsiniz.

Anlamıyor musunuz, sizin kendinizden başka düşmanınız da yok, dostunuz da?

Celladımıza âşık mı olacağız?

Kampanya filmlerinizdeki kardeşlik ve ‘omuz omuza’ çağrısının bir de bizim açımızdan, yani sizin gözünüzdeki ‘ötekiler’in, yani ‘faiz lobisinin elemanları’nın, yani ‘çapulcular’ın, yani ‘gayri milliler’in açısından görünen kısmı var. Onu size anlatayım.

Onca hakaret ve düşmanlıktan sonra bizi size ‘destek olmaya’ çağırıyorsunuz.

Ne yapacağız? Ülkemizi yok etmenize, ağız tadımızı bütünüyle kaçırmanıza destek mi olacağız?

13 yıllık iktidarınızın sonunda Türkiye’yi ‘beka mücadelesi veren’ ülkeye dönüştürdünüz. Size omuz verip, ülkenin bütünüyle yok edilmesine ortak mı olacağız?

Bu ülkenin çocuklarının, sizin siyasetinize feda edilmesine mi omuz vereceğiz? Toplumu bölen, parçalayan, değerleri, kurumları birer birer yok eden insanlarla mı yol arkadaşı olacağız? Omuz omuza verip ülkeyi beraber mi yakacağız?

78 milyonun parasını çalanlara, “Az çaldınız biraz daha çalın” demek için mi omuz vereceğiz?

Celladımıza âşık mı olacağız?

Söyleyin: Bu yaptıklarınızdan sonra hangi yüzle, hangi ahlak anlayışıyla bizi kardeş ilan ediyorsunuz?

Böyle mi görünüyoruz oradan?

Siz ediyorsunuz da ya biz? Biz ne diyoruz peki buna?

Hırsızlık yapanlarla, siyasi hırsı için ülkeyi bütünüyle gözden çıkaranlarla, ayrışmayı, çatışmayı siyaset zannedenlerle mi kardeş olacağız?

Her gün sosyal medyada insanlara küfreden, hakaret yağdıran o ahlaksız trol ordusuyla mı kardeş olacağız? Düşmanlık saçan, ahlak yoksunu medyanızda konuşlanmış, her gün, hepimize ağza alınmayacak hakaretler yağdıran, iftiralar atan, saray soytarısı, haysiyet cellatlarıyla mı kardeş olacağız? Gazete manşetlerinden, TV ekranlarından her gün toplumun yarısını aşağılayan sefil ruhlu insanlarla mı kardeş olacağız?

Sırf yeniden tek başına iktidar olmak için gözünü kırpmadan bu ülkenin çocuklarını feda eden kifayetsiz muhterislerle mi kardeş olacağız? Demokrasiyi sadece sandıktan ibaret sanan akıl fukaralarıyla mı kardeş olacağız?

Hem milletin parasını çalıp hem de utanmadan millete küfürler yağdıran sonradan görme, aç gözlü işadamlarıyla mı kardeş olacağız?

Gerçekleri bildiği, ülkenin ateşe verildiğini gördüğü halde üç günlük çıkarı uğruna susan, konuşmayan, yazmayan köle ruhlu gazetecilerle mi kardeş olacağız?

Dinimize, inancımıza cumhuriyet tarihinin en ağır tahribatını vermiş değer yoksunu insanlarla mı kardeş olacağız?

Dindarların alnına leke sürmüş, onların başını önüne eğdirmiş bu toplulukla mı kardeş olacağız?

Çöpten ekmek toplayan yoksulların olduğu bir ülkede milyar dolarlık saraylar yapıp lükse, şatafata teslim olan sonradan görmelerle mi kardeş olacağız?

Bu kadar mı haysiyetsiz insanlarız ki siz “Düşmansın git” dediğinizde gideceğiz, “Kardeşsin gel” dediğinizde de geleceğiz?

Tüm bu yaptıklarınızı, söylediklerinizi unutup sizinle kardeş mi olacağız?

Böyle mi görünüyoruz oradan? Bu kadar aptal ve duygusuz olduğumuzu mu düşünüyorsunuz?

Bu saçmalıkta, bu rezalette ben yokum!

Diyeceğim o ki: Düşman ilan edip ötekileştirdiğiniz diğerlerini bilemem ama ‘kardeş’ dediğiniz 78 milyonun içinden beni çıkarın. Bir eksik sayın.

Çünkü ben, bırakın kardeşliği sizinle aynı ülkede, aynı havayı solumaktan bile utanıyorum.

“78 milyon, eksi bir.” Anlıyor musunuz? Bu saçmalıkta, bu rezalette ben yokum!

Levent Gültekin