Home » Featured » Yorum: Erdoğan’ı Yoldan Çıkaranlardan Bize Rehber Olur mu?

Yorum: Erdoğan’ı Yoldan Çıkaranlardan Bize Rehber Olur mu?

DvfL7yeSon günlerde AK Parti’li kimi siyasetçi, gazeteci ve yazarlardan iktidara, özellikle de Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yönelik eleştiriler geliyor.

AK Parti’nin yanlış yola girdiğini, kuruluş değerlerinden uzaklaştığını, ‘biz’ken ‘ben’ olduğunu, kibre kapıldığını, inandığı değerlerden koptuğunu ve güç sarhoşu olduğunu” söylüyorlar.

Bu insanlar, dahil oldukları yanlışları, hataları fark edip de toplumdan içtenlikle özür mü diliyorlar? Hayır. Söyledikleri şu: “AK Parti yanlış yolda. Erdoğan hata yapıyor.

Bize “Çok büyük hata işledim. Fark etmedim ama şimdi anlıyorum ki büyük bir yanlışın içindeymişim” demiyorlar. “İşlerin bir aşamadan sonra düzeleceğini düşünüyordum ama düzelmedi. Bu kadar kötüye gideceğini hesap edemedim. Bu nedenle herkesten özrü dilerim” gibi açıklamalarda bulunmuyorlar.

Son dönemde AK Parti’yi ve Erdoğan’ı eleştirenler hatanın tamamını neredeyse Erdoğan’a yüklüyorlar. Yani bir özür yok. Bir hatadan dönme durumu da yok. Onlara göre tek suçlu Erdoğan. Kendilerinin hiç bir kusuru yok.

Halbuki esas kusurlu Erdoğan değil, onun bir dediğini iki etmeyen, “Siz bu ülke için büyük bir şanssınız efendim. Türkiye daha önce sizin gibi bir lider görmedi. Her hamleniz doğru sonuç veriyor. İnanılmaz bir siyasi zekanız var. Yeter ki siz ‘ol’ deyin o iş hemen oluversin…” diyen kifayetsiz muhterislerdi.

Öyle itaatkar, öyle kişiliksiz, öyle vicdansız, öyle çıkarcı, öyle karaktersiz, öyle ikiyüzlü davrandılar ki bu davranışlarıyla Erdoğan’ı daha büyük hatalara yönelttiler, coşturdular, gerçeklikten kopardılar. Yazar, gazeteci, siyasetçi değil köle gibi davranarak, Erdoğan’a ‘tarihin efendisi’ muamelesi çektiler. Arkasından “Bizi felakete götürüyor” dediler, yüzüne karşı ‘kurtarıcı, büyük lider’ dediler. En büyük kötülüğü önce Erdoğan’a sonra da bütün ülkeye yaptılar.

Yani Erdoğan durup dururken ‘güç sarhoşu’ olmadı. Kendi kendine ‘iktidar zehirlenmesi’ yaşamadı. Pohpohlayanlar, tapınanlar sayesinde kaybetti dengesini.

İşte bu nedenle, şimdilerde ortalıkta böyle namuslu insan pozu verenlere bir çift sözüm var.

Hiçbir zaman haysiyetli bir tavır içinde olmadınız. Yaptığınız tek şey itaat ederek, dalkavuklukla geminizi yüzdürmekti. Hak etmediğiniz halde kurulduğunuz makamları, kazandığınız gelirleri korumak için göz göre göre felakete gidişimize sessiz kaldınız. Erdoğan’ın yaptığı her yanlışta büyük bir keramet ve siyasi zeka varmış gibi onu göklere çıkardınız.

Üstelik köle gibi davranmakla kalmadınız. İtiraz eden, eleştiren “Böyle yapmayın. Ahlak, vicdan, insanlık… değerler var. Bu yaptıklarınız bunların hiç birine sığmıyor. Böyle yaparsanız ülke felakete gidecek” diyen herkese var gücünüzle saldırdınız.

Haysiyet cellatlığı yaptınız. Yalan söylediniz. İftira attınız.

AK Parti’yi, Erdoğan’ı eleştirenleri ‘düşman’ ilan ettiniz. Böyle yaparak o itirazları değersizleştirdiniz. Şimdi kalkmış utanmadan, sıkılmadan vicdanlı, dürüst insan pozu veriyorsunuz.

Tüm bu olup bitenleri görmenizin önündeki engel neydi? Tek bir gün ağzınızı açıp herhangi bir itirazda bulundunuz mu? Tek bir gün “Bir dakika biz ne yapıyoruz?” diye kendinize sordunuz mu?

AK Parti bir günde mi değişti? Erdoğan bir günde mi otoriterliğe kaydı? Ülke bir günde mi bu hale geldi?

Gezi sürecinde gençlere hakaret edilip, toplum kışkırtılırken niye suskundunuz? Kabataş yalanına ortak olurken vicdanınız neredeydi?

13 yaşındaki çocuğunu kaybetmiş bir anne, görülmemiş bir vicdansızlıkla meydanlarda yuhalatılırken niye suskundunuz?

Soma’da o yoksul vatandaşa tokat atıldığında vicdanınız niçin harekete geçmedi?

Oğlum paraları sıfırladın mı?” ses kaydını duyduğunuz halde bunca yıldır orada durmayı içinize, ahlakınıza, insanlığınıza nasıl sığdırdınız? Hangi ahlak bu kadar yozlaşmaya bunca süre tahammül edebilir?

Bu ülkenin değerleri, kurumları birer bire tahrip edildi. Bir kerecik sesiniz çıktı mı?

Çocuklar öldürüldü, canınız yandı mı?

Gazeteciler işinden atıldı. Gazetelere el konuldu. Medya adeta yok edildi. Bağımsız medyanın çökertilişini izlemekten başka ne yaptınız?

Şimdi utanmadan kalkmış medyanın bugünkü halinden şikayet ediyorsunuz. Üstelik bugün bile mertçe, yüksek sesle olup bitene itiraz edemiyorsunuz.

Çocuklar hâlâ öldürülüyor, gene sesiniz çıkmıyor. Gazetelere, TV’lere el koyuluyor, ortalıkta yoksunuz. Bu yarım ağız eleştirileriniz “Nasıl yaparım da o gemiye tekrar binerim” çabasından başka bir şey değil.

Ülkeyi yakan ateş size dokununca mı iktidarın kapıldığı kibri, vicdansızlığı, çürümeyi fark ettiniz? Siz dışlanınca mı AK Parti’nin çatışmacı siyasetinin zararlarını fark ettiniz?

İnsan gibi bir özrünüz, bir mahcubiyetiniz bile yok. Büyük bir pişkinlikle bütün suçu Erdoğan’a yükleyip aradan sıyrılmaya çalışıyorsunuz.

Ne sanıyorsunuz? Her şeyin eskisi gibi olacağını ve toplum içinde muteber insan muamelesi göreceğinizi mi?

Erdoğan’ı da, AK Parti’yi de, ülkeyi de felakete sürükleyen sizlersiniz. Sizin o köle ruhlu tavrınız.

Bu hepimizin gözü önünde oldu. Ne yaptığınızı, nasıl davrandığınızı; insanlıktan, vicdandan, ahlaktan üç günlük çıkar uğruna nasıl vazgeçtiğinizi gördük.

Bu saatten sonra size düşen, utanıp ortadan kaybolmaktır. Çünkü ülkeyi de Erdoğan’ı da bu hale getiren sizsiniz.

Şimdi vicdanlı insan pozu vererek sadece mide bulantısına neden oluyorsunuz.

Söyleyecek sözünüz yok. Konuşmaya hakkınız yok. Sizden hayır gelmedi, gelmez.

Artık bu gevelemelerinizi de çekecek halimiz yok.

Tamam mı?

Levent Gültekin

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.