Home » Featured » Yorum: Susma, Sustukça Sıra Sana Gelecek

Yorum: Susma, Sustukça Sıra Sana Gelecek

kadri-gurselSesi gayet sakindi. “Evimde arama yapıyorlar, oraya gidiyorum” dedi. “Sana ne olacak peki?” diye sorduğumda, “Gözaltına alınacağım” dedi. Ona destek olmak için aramıştım. Ağlamaya başladım. O dar anında dahi bana destek oldu, beni teselli etti.

Bugün birçok değerli arkadaşımızla birlikte gözaltına alınan Cumhuriyet gazetesi yazarı Kadri Gürsel’den söz ediyorum…

Kadri erdemli, tavizsiz duruşuyla bugünlerde üzerimize çöken karanlığı adeta lazer ışını gibi deliyor. Umut ve cesaret saçıyor.

İstanbul burjuvazisine mensup bir aileden gelen, Galatasaray Lisesi mezunu Kadri Gürsel, 1980 darbesinde içeriye alınan on binlerce solcudan biriydi. Üç seneye yakın içeride yattı. Ağır işkence gördü. Ardından Kayseri’ye sürüldü. Ama çektiği acıları kariyer için reklama dönüştürmedi. Gazeteciliğe sessiz sedasız başladı.

Kadri 1993 yılında Agence France-Press (AFP) muhabirliği yaparken Nusaybin’de PKK’lı militanlar tarafından Reuters’ın foto muhabiri Fatih Sarıbaş’la birlikte kaçırıldı. Yaşadıklarını kanal kanal gezip anlatmaktansa 26 gün birlikte geçirdiği PKK’lıları objektif ve bir o kadar insani dille anlatan ‘Dağdakiler’ isimli kitapta kaleme aldı.

Geçtiğimiz yıl eleştirel yazılarına tahammül edemeyen Milliyet tarafından uzaklaştırılan Kadri, Cumhuriyet’teki yazılarına daha yeni başlamıştı. Dolaysıyla Kadri, Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş’un gözaltılara ilişkin operasyonun Cumhuriyet Vakfı’na açılan soruşturma dahilinde yapıldığı ve Cumhuriyet’in yazar kadrosunun hedef alınmadığı yolundaki açıklamasının hiçbir yerine oturmuyor.

Belli ki kalemini asla bükmediği gibi eleştirilerini somut bilgiye dayandıran kıvrak zekalı, zaman zaman kibre kayan keskin dilli Kadri, muktedirler açısından savuşturulması gereken bir tehdit haline gelmişti. Üstelik Uluslararası Basın Enstitüsü (IPI) Türkiye temsilcisi olarak Türkiye’de basın üzerindeki baskıları bütün dünyaya duyuruyordu.

Aleyhinde tam olarak ne gibi bir suçlama var henüz bilinmiyor ama asla sinmeyecek, yılmayacak. Kesin bilgi.

Tıpkı onlarca yayın organıyla birlikte kapısına kilit vurulan Özgür Gündem gazetesinin eski genel yayın yönetmeni, Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Eş Başkanı Gültan Kışanak gibi…

O da 1980 darbesi sonrası tutuklandı. Meşhur Diyarbakır Cezaevi’nde en barbarca işkencelere maruz kaldı. Ancak cezaevinden onuru ve iradesi daha da güçlenmiş olarak çıktı. Pazar günü eş belediye başkanı Fırat Anlı’yla birlikte tutuklanıp yıllar sonra bu kez Kocaeli F Tipi Cezaevi’ne konan Kışanak gayet moralli olduğunu söylüyor.

Tıpkı 74 gündür abuk ötesi PKK propagandası yaptığı iddiasıyla tutuklu bulunan edebiyatçı Aslı Erdoğan gibi… Serçe narinliğindeki Erdoğan içeride çelik kesildi. Gün geçmiyor ki Erdoğan, cesaret ve umut dolu sözler içeren mesajlar yollamasın, demokrasi mücadelesine inancını yinelemesin.

Tıpkı kapatılan IMC haber kanalının başarılı moderatörü Ayşegül Doğan gibi. Leyla Zana ile birlikte tutuklanan eski DEP milletvekillerinden merhum Orhan Doğan’ın kızı olan Ayşegül yılmadı, kolları sıvayıp internette Periscope üzerinden ‘HaberSizsiniz’ adlı yeni yayına başladı.

Tıpkı bir süredir Ruşen Çakır’ın Medyascope TV adlı periscope yayını gibi. Penguen ve havuz kanallarına ciddi alternatif haline gelen Medyascope, kaliteli tartışma programları, spor ve kültür yayınlarıyla yurt dışında yaşayan seyirciler tarafından da ilgi görüyor. Örneğin, Türkiye hakkında konuşma yapmam için temas kuran ABD’deki üniversitelerdeki birçok Türkiyeli akademisyen “Sizi MedyaScope’ta izledik” diyor.

Söz konusu akademisyenlerin birçoğu genç ve pırıl pırıl. Tıpkı Şikago’nun prestijli Northwestern Üniversitesi’nde ders veren Emrah Yıldız gibi… Avusturya’nın Graz Üniversitesi’nde öğretim görevlisi, Cambridge doktoralı Kazım Karabekir’in torunu Karabekir Akkoyunlu gibi… Bu genç akademisyenler mükemmel İngilizceleriyle Türkiye’nin yanısıra birçok güncel konu hakkında yazılar kaleme alıp dünyanın en prestijli dergilerinde, gazetelerinde yayınlıyorlar. Tıpkı Cumhuriyet yazarı Aslı Aydıntaşbaş ve Ece Temelkuran gibi…

Uzun lafın kısası biz bitmiyoruz. Çoğalıyoruz. Yılmıyoruz, susmuyoruz. Çünkü sustukça sıra sana gelecek. Bugün sevgili Ahmet Şık’ın dediği gibi….

Amberin Zaman

 

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.